Bu ipuçlarının kolay olacağını söylemiştik, değil mi? Her koşudan sonra bağcıklarını çözmeye kısa bir zaman ayırarak bile koşu ayakkabının kullanım ömrünü uzatabilirsin. Lütfen ayakkabını çıkarmadan önce bağcıklarını çöz. Aksi takdirde topuk bölmesinin yapısını bozabilirsin. Jo, topuğu aşındırmaya başladığın an koşu performansını baltalayacağın konusunda seni uyarıyor. Bu sık rastlanan kötü alışkanlığa sahipsen koşudan önce ayakkabını bağcıkları bağlı şekilde giyiyor da olabilirsin. Bunu yapıyorsan ayakkabıya verdiğin hasarı iki katına çıkarırsın ve destek seviyesini azaltırsın. Bu nedenle hem ayakkabın, hem de ayağın için bağcıklarını düzgünce bağlamaya zaman ayır. Her açıdan kazançlı olacaksın. Bağcıklar sana göre değil mi? Kolayca giyip çıkarabileceğin bir
Nike FlyEase modelini deneyebilir veya belirli modellerde sabitleme düğmeli bağcık seçenekleri sunan
Nike By You ile ayakkabını kişiselleştirebilirsin.
Ayakkabılarını kuru tutmalısın. Londralı koşu koçu Amritpal Ghatora, ayakkabılarını nemden ve bakterilerden arındırmana yardımcı olacak kolay bir ipucu paylaşıyor: Koşudan sonra ayakkabılarının içine gazete kağıdı sok.
5. Ayakkabını Kurutmayı Unutma
Kontrolsüz nem, ayakkabının kullanım ömrünü büyük ölçüde azaltabilir. Koşu Koçu Bennett şöyle diyor: “Burada bakteri üremeye başlar. Bu ayakkabıyla terlediğini aklından çıkarmamalısın. Koşarak derelerden, su birikintilerinden geçiyorsun. Ayakkabının 480-640 kilometreye ulaşamama sebeplerinden biri işlevini, yastıklamasını veya hızlı tepki verme kabiliyetini kaybetmiş olması değil, kokmasıdır.” Kokuyu önlemek için her koşudan sonra ayakkabılarının kuruduğundan emin ol. Ayakkabını düzgün hava akışı olan bir yerde saklayarak başla. Ayakkabın çok mu ıslak? Suyu emmesi ve kuruma sürecini hızlandırması için gazete kağıdını buruşturup ayakkabının içine sok. Giysi tasarımcısı Raj, ayakkabısını kurutmak için garajında bir kova pirinç bile bulunduruyor. Cep telefonun ıslandığında nemi çekmesi için uyguladığın yöntem gibi. Konuştuğumuz çoğu koşucu, kurutma makinesi kullanmaman gerektiği konusunda hemfikir. Kalite mühendislerimiz (Nike ürünlerini test edip özel bir laboratuvarda değerlendirmelerden geçiren ekip), yüksek ısının ayakkabıyı bir arada tutan yapıştırıcılar ve bağlayıcı maddeler için çok iyi olmadığını söylüyor.
6. Ayakkabını Dinlendir ve Yedek Ayakkabı Bulundur
Koşu ayakkabını da dinlendirmen gerekir. “Güç toplaması için ona zaman tanımak gibi bir şey bu.” diyor maraton koşucusu ve koşu koçu Amritpal. “Bir sonraki koşuna hazır olması için koşunun ardından onu biraz dinlendir.” Peki ayakkabına ne kadar zaman tanımalısın? Mühendislerimize göre ayakkabını en az 24-48 saat dinlendirmelisin. Ayakkabıların toparlanma süresinin malzeme, ağırlık, koşulan zemin ve mesafe gibi birkaç faktöre bağlı olduğunu ancak koşudan sonra şekillerini geri kazanmaları için köpük orta tabanlarına zaman tanıdığın takdirde bir sonraki koşunda seni daha iyi destekleyeceklerini ve hızlı tepki kabiliyetini daha uzun süre koruyacaklarını söylüyorlar. Bundan daha sık koşuyorsan yedek bir ayakkabı satın alabilirsin. Başka bir ayakkabı ekstra yatırım demektir ama fazla kullanım nedeniyle çabuk aşınmasındansa ayakkabının mümkün olduğu kadar uzun süre en iyi performansını göstermesine yardımcı olabilir.
Londra, İngiltere, Temmuz 2021.Pandemi boyunca ara verdikten sonra Dora, karantina öncesi 30 ila 40 kişinin yer aldığı Ultra Black Running grubuyla haftalık arazi koşularına geri dönmeyi umuyor: “Siyahi kadınların kendileri olmak için bu alana ihtiyacı var. Çünkü başkalarına uymak için sürekli kendimizi değiştirmek zorunda kalıyor veya sürekli olarak dışlanıyor, görmezden geliniyoruz.” diyor. “Bunu onlar için yapıyorum. Muhteşem bir şeye dönüştü.”
7. Farklı Bir Yerde Koş
“Her zemin eşit değildir.” diyor Koşu Koçu Bennett. “Çimde koşarken o kadar yastıklamaya ihtiyaç duymazsın. Çim, yastıklama ihtiyacının bir kısmını karşılar.” Ekipmanını ve vücudunu dinlendirmen için mümkün olduğunda çim, arazi, pist veya kum gibi daha yumuşak zeminlerde koşmanı öneriyor. Koçluk yaptığı lise atletizm ve kros koşucularının birden fazla koşu ayakkabısı satın alması mümkün olmadığından, onlara da bu tavsiyeyi vermiş. Üstelik Craig gibi elit koşucular bile bu taktiği öneriyor. Craig, ekibinin antrenman programından bahsederken “Her hafta 110 ila 160 kilometre koşuyoruz ve hedefimiz yumuşak bir zemin bulmak.” diyor ve atletizm pistini tercih ettiğini ekliyor. “Beton zeminde koşarken ayakkabını çok daha büyük bir basınç altında bırakırsın.”
İstatistiklerinin (özellikle mesafenin) bilincinde ol. EKIN Jo Micheli, Nike Run Club uygulamasıyla koşu mesafeni takip etmenin ne kadar kolay (ve otomatik) olduğunu gösteriyor. Jo ayrıca daha eski bir yönteme de başvuruyor: Yeni ayakkabısının “doğum tarihini” not ediyor ve bir ayda yaklaşık ne kadar kilometre koştuğunu buna göre tahmin ediyor.
8. Koşu Mesafeni Takip Et
Koşu ayakkabısı için sene yalnızca bir sayıdan ibarettir. Ayakkabıyla ne kadar mesafe koştuğun, ona ne kadar süredir sahip olduğundan daha önemlidir. Koşu Koçu Bennett’ın da dediği gibi “koşu ayakkabısı süt kutusuna benzemez” ve son kullanma tarihi yoktur. Bu nedenle çok fazla kullanmadığın eski bir ayakkabıyı yeniden giymeye başlayabilirsin. Ancak bu esnada mesafeni takip etmeyi de unutma. Bunu yapmanın kolay bir yolunu mu istiyorsun?
Nike Run Club uygulamasını kullan. Ayakkabını (veya ayakkabılarını!) etiketleyip bir hedef mesafe belirle; uygulama her koşuda mesafeyi otomatik olarak takip edecek ve hedefine ulaştığında sana haber verecektir. Ayakkabının kullanım ömrünü belirleyen tek faktör mesafe değildir ama bir tahminde bulunmak için kullanılabilecek en basit yöntemdir. Nike kalite mühendisleri, birçok ayakkabı tasarımımızın en az 320 ila 480 kilometre kullanım için test edildiğini söylüyor. Buradaki “en az” ifadesi önemli. Yani bu mesafeye ulaştığında ayakkabın hala iyi görünüyor ve iyi hissettiriyorsa atmaya acele etme. Kullanım ömrü henüz bitmemiş olabilir.
Vücudunu tanı, ekipmanını tanı. Nike mağaza çalışanı ve eski yarış koşucusu Danielle Girard, hissettiğin ağrının kaynağını doğru bir şekilde tanımlayabilmek için ısınma ve soğuma egzersizlerinin önemini paylaşıyor.
9. Ayakkabı Bakımı ve Kişisel Bakım Arasındaki Farkı Anla
Bazı koşucular, ufak ağrı ve acı hissetmeye başladıkları an yeni ayakkabı arayışına yönelir. Ama koşucu Danielle Girard, yardım ettiği sporcuları bu adımı atmadan önce koşu öncesi ve sonrası rutinlerini tekrar gözden geçirmeye teşvik ediyor. Bugün hala hırslı bir koşucu olan Danielle, “Her koşudan sonra baldırlarında ağrı mı hissediyorsun? Ayakkabın aşınmış olabilir ve daha fazla yastıklamaya ihtiyacın vardır. Belki de baldırların gergindir ve daha fazla esnemen gerekiyordur.” diyor. Bir başka deyişle, belki bu durum ayakkabıdan değil, senden kaynaklanıyordur. Ne kadar çok koşarsan vücudun ve ekipmanınla o kadar iyi bağ kurarsın ve ortaya çıkan sorunları o kadar iyi çözebilirsin. Ancak ayakkabınla ilgili bir sonuca varmadan önce ısınma ve soğuma egzersizlerini gözden geçirmeyi de unutma. Ayrıca tekrarlanan veya sürekli devam eden rahatsızlıkları da yakından takip et.
Londralı koşu koçu Dora, “Bence sürdürülebilirlik, ekipmanlarını nasıl kullandığınla ilgili. Kullandıktan sonra başkasına verecek misin? Ne sıklıkla ayakkabı satın alıyorsun?” diyor. Fark yaratmanın bir başka önemli yolu da, ayakkabılarını düzgün bir şekilde temizlemek için zaman ayırmak. Bunu her koşudan sonra hızlıca yapabilir ya da ayakkabılarını derinlemesine yıkayabilirsin. Dora şöyle diyor: “Ayakkabılarımdan daha çok verim almak için bir günümü onları yıkamaya ayırıyorum. Hem yepyeni görünüyorlar hem de yeni ayakkabı almaya ihtiyacım kalmıyor.”
10. Ayakkabını Ne Zaman (ve Nasıl) Yıkayacağını Bil
Nike malzeme tasarımcısı ve koşu tutkunu Rikke Bonde, “Ayakkabılarını temizleyerek dikişlerde veya istemediğin noktalarda toz ve kirin birikmesini önlersin. Bu, malzemenin uzun ömürlü olmasını sağlar.” diyor. “Ayakkabılarını temizlersen ömürleri daha uzun olur.” Konuştuğumuz bazı koşucular, ayakkabılarını arada bir yumuşak sabun ve suyla iyice temizlediklerini söylüyor. Örneğin, Londralı sanatçı ve TrackMafia koşu kulübünün üyesi Kelechi Okorie, ayakkabılarını ayda bir kez yıkamaya gayret ediyor. Bazı koşucular ise ayakkabılarını temiz tutmak için daha pratik yöntemler kullanıyor. Nike tasarımcısı Shelby, ayakkabılarındaki çamurları çimlerde temizlemeni, katılaşmış kirleri bir çubuk yardımıyla temizlemeni ve gerektiğinde yeniden kullanılabilen bezle ayakkabılarını silmeni öneriyor. Birçok kişi ayakkabılarını çamaşır makinesinde yıkayıp yıkayamayacağını merak eder. Ancak konuştuğumuz koşucular, ayakkabılarını elde yıkamayı tercih ediyor. Bunu ayakkabınla bağ kurmak için bir başka fırsat olarak görebilirsin (1. ipucunu hatırla).
Ayakkabına ufak tamirler yapmaktan korkma. Malzeme tasarımcısı Rikke Bonde, yukarıda ufak bir yırtığı kendisi dikiyor. Bunu kendisiyle ve ekipmanıyla bağ kurmanın bir fırsatı olarak görüyor ve meditasyona benzetiyor.
11. Onarabildiğini Onar
Koşu ayakkabıları karmaşık gibi görünebilir ama onarılmaları zor olmak zorunda değil. “Ayakkabının bazı yerleri aşınmışsa ama genel yapısı iyiyse onu onarırım.” diyen Londralı koşucu Kelechi, dikiş teknikleri üzerine bir YouTube videosu izleyerek Epic React ayakkabısının üst kısmındaki yırtığı kendi kendisine diktiğini söylüyor: “Google’da her şeyi bulabilirsin.” Ayakkabının yapısını ilgilendiren büyük onarımları profesyonellere bırakmalısın. Ama üst kısım ve dış tabanda yapılacak ufak onarımlar her koşucunun elinden gelebilir. Bazen yıpranmış bağcıkları değiştirmek, bazen de aşınmış alanları yapışkanlı bantla onarmak yeterli olur. Zorlu koşularında yanında bir tamir kiti taşıyan malzeme tasarımcısı Rikke, “Eşyalarımın üzerine çok düşmem.” diyor. “İyi bir iş çıkardıysam veya en azından denediysem ayakkabıyı tekrar giyebileceğimi veya onarabileceğimi biliyorum.”
Hayat devam ediyor. Eski ayakkabınla belki artık koşamıyorsun. Ama bu onu dışarıda veya bahçede giyemeyeceğin anlamına gelmiyor. Koşu Koçu Bennett da bu yöntemi uyguluyor. Sadece Amritpal Ghatora’nın bahsettiği sinyalleri dikkate alarak ayakkabının ömrünün dolup dolmadığına dikkat etmeyi unutma.
12. Ayakkabının Kullanım Ömrünün Bilincinde Ol ve Bunu Onurlandır
“Amaç ayakkabının kullanım ömrünü sonsuza kadar uzatmak değil, ne kadar ömrü varsa o kadar süre boyunca giyebilmektir.” diyor Koşu Koçu Bennett. “Ömrü dolmuş bir ayakkabıya yeniden hayat vermeye çalışmıyoruz.” Peki ayakkabının yolun sonuna geldiğini nasıl anlarsın? Bunun için göz önünde bulundurabileceğin birkaç faktör var. Öncelikle ayakkabınla ne kadar mesafe katettiğine bak (Kalite mühendislerimize göre 320-480 kilometrenin ideal mesafe olduğunu hatırlatırız.) Ardından ayakkabını ve vücudunu kontrol et. Ayakkabında gözle görülür aşınma ve yıpranma işaretleri var mı? Tabanı aşınıp düzleşti mi? Tepki kabiliyeti azaldı mı? Koştuktan sonra güç toplaman daha uzun sürüyor mu? Bu sorulara yanıtın evetse tebrikler, ayakkabını uzun süre kullanmışsın. Onunla gurur duy. Sonra da onunla koşmayı bırak. Artık onunla koşmayacak olman, ona sonsuza dek veda etmek zorunda olduğun anlamına gelmiyor. Eski ayakkabın hala giyilebilecek durumdaysa onu farklı bir aktivitede kullanabilirsin. Örneğin günlük yürüyüşlerinde veya bahçenle ilgilenirken giyebilir ya da ihtiyacı olan birine bağışlayabilirsin. Tamamen eskimişse de
geri dönüşüm programlarına katılan belirli Nike mağazalarına her türlü spor ayakkabını bırakabilirsin.
Öğrendiğin Bilgileri Başkalarına Aktar
Günlük alışkanlıkların, büyük değişimlerin öncüsüdür. Birlikte çalıştığımızda ortak eylemlerimizin ne kadar büyük bir farklılık yaratacağını düşün. Bu nedenle bugün ayakkabı bakımı hakkında yeni bir bilgi edindiysen bunu başkalarıyla paylaş. Zihnini boşaltıp ilham almak için koşan Nike tasarımcısı Shelby “Koşu topluluğu, bunun için harika bir ortam sunuyor çünkü dışarı çıkıp koşmayı seven, bilinçli bireylerle dolu. Hepsi çevreye duyarlı koşucular.” diyor. “Sahip olduklarına özenle bakmayı normalleştir. Bunu ne kadar çok insan yaparsa kültür de o kadar değişecektir.”
Nike’ın sporun geleceğini korumaya yardımcı olmak için başlattığı sıfır karbon ve sıfır atık yolculuğu Move To Zero sunar. Yazan: Emily Jensen Fotoğrafçı: Holly-Marie Cato